İmplant operasyonları lokal anestezi ile yapılır. Dişeti ve kemik tamamen uyuşmuş olacağından işlem sırasında ağrı duyulmaz. Ancak iyileşme aşamasında ağrı ve şişlik olabilir. Bunu engellemek için hekimin tavsiyelerine harfiyen uyulmalıdır.

İmplantlar saf titanyum ya da titanyum alaşımlarından yapılırlar. Titanyum ‘biyouyumlu’ bir maddedir. Yani vücutta herhangi bir reaksiyon yaratmaz, vücudun bir parçası gibi algılanır. Kanser yaptığına dair söylentiler olmasına karşın bugüne kadar literatürde implanta bağlı olarak gelişmiş tek bir kanser vakası bulunmamaktadır.

Pek çok implant vakasında aynı gün içerisinde tüm implantlar yerleştirilebilmektedir. Operasyon sonrası 7-10 gün içinde dikişlerin alınması gereklidir. Bu nedenle kontrollü bir iyileşme ve dikişlerin uygun zamanda alınabilmesi için 7-10 gün boyunca hastanın hekime ulaşabilir konumda olması yeterlidir.

Beyazlatma işlemi sanılanın aksine bir aşındırma işlemi değil bir kimyasal tepkimedir. Kullanılan kimyasal ajanlar yardımıyla başlatılan bir oksidasyon reaksiyonudur. Bu kimyasal reaksiyon sonucu, renklenmiş pigment içeren bağlar bozulur ve açık renkli yeni bileşikler oluşur açıkta kalan renk pigmentleri atılır. Beyazlatmanın süresi ve kullanılan ajanın konsantrasyonu hekim tarafından belirlenmelidir. Böylece kontrollü bir şekilde diş rengi açılmış olur ve dişlerde bir sorun oluşmaz. Ancak market vb. yerlerden satın alınan beyazlatıcı ajanlar konsantrasyon ve içerik açısından zarar verici olabilir. Bu nedenle beyazlatma işlemi mutlaka bir diş hekimi kontrolünden yapılmalıdır.

Sağlıklı dişeti açık pembe renkli, sıkı kıvamdadır ve kesinlikle fırçalama, yemek yeme vb. sırasında kanamaz. Dişetlerindeki kanama enfeksiyonun erken göstergelerinden biridir. Bu nedenle kanama olduğunda ağız bakımı arttırılmalı ve diş hekimi kontrolü yapılmalıdır.

Diş yüzeyine yerleşip, dişetinde enfeksiyon yaratma yeteneği olan bakterilerin tutunabilme ve çoğalma süresi yaklaşık 12 saattir. Bu nedenle bakteri patolojik hale gelmeden diş yüzeyinden uzaklaştırılması için günde 2 kez doğru teknikle fırçalama yapılması yeterlidir.

Ağızdaki bakterilerin en sık yerleştiği bölgeler dişlerin arayüzleridir. Fırçalama ile bu bölgelere ulaşmak mümkün olmadığından, düzenli diş fırçalayan hastalarda bile dişeti hastalığı ve arayüz çürükleri görülebilir. Bu nedenle günde 1 kez mutlaka diş ipi ile diş araları temizlenmelidir.

Dişeti çekilmelerinin farklı sebepleri vardır. Eğer dişin/ dişlerin temas noktalarında kemik kaybı yoksa çekilmeleri tedavi etmek daha kolaydır. Hastada hassasiyet varsa ya da estetik olarak rahatsızlık veriyor ise opere edilebilir. Ağız içinde damak bölgesinden çekilme boyutuna uygun bir parça alınarak kök yüzeyi örtülür. Bu mikro cerrahi bir uygulamadır ve çok başarılı sonuçlar elde edilebilir.

20 yaş dişleri, çene kemiğinde yeterli yer bulamadıklarından sıklıkla tam ya da yarı gömülü kalırlar. Az bir kısmı da ağız içinde tam olarak sürer, ancak pozisyonları her zaman düzgün değildir. 20 yaş dişleri komşu dişlerde çürük, dişetinde kanama ve ağrı, ön bölge dişlerinde çapraşıklık gibi sorunlar yaratıyor ise çekilmelidir. Yapılacak bir röntgen muayenesinden sonra dişin poziyonuna göre basit ya da operatif bir çekim yapılır.

En uygun kontrol aralığı 6 aydır. Ancak tedavisi yapılmış bir hasta-özellikle dişeti hastalığı tedavisi- hekim gerekli görür ise daha sık aralarla kontrol edilmelidir.

Hamilelikte hormon seviyelerinde önemli bir artış olmaktadır. Bu durumdan dişetleri çok ciddi olarak etkilenir. Dişetleri şişer, kanama ve çürük oluşumu artar. Bu nedenle hamilelik sırasında lokal anestezi ihtiyacı olmaksızın diş taşı temizliği ya da dolgu yaptırmanın hiçbir sakıncası yoktur.

Dişler kaybedildiğinde komşu dişler boşluğa doğru devrilir, karşıt çenedeki dişler de dişsiz bölgeye doğru uzar. Bu da diş kapanışlarının tamamen bozulmasına yol açar ve uzun dönemde çok ciddi çene eklemi sorunları yaratır. Bu nedenle diş çekiminden sonra uzun süre beklenmemeli ve diş hekimden uygun tedavi (implant, köprü...) talep edilmelidir.

İlk diş hekimi muayenesi dişlerin çıkmaya başladığı dönemde (6 ay-1 yıl) yapılmalıdır. Bu muayenenin amacı aileye dişleri nasıl temizleyeceğinin gösterilmesidir. Bu dönemde bebek anne kucağında iken el aletleri kullanılmadan sakin bir muayene yapılır. Daha sonraları da daimi dişler sürene kadar (6 yaş) her yık diş hekimi ziyareti yapılmalıdır. Böylece çocukta bir diş hekimi korkusu oluşması engellenmiş olur.

Porselen dişler için net olarak belirtilmiş bir süre yoktur ancak genel kanı 10 yıl kadar sorun yaratmadan kullanılabilecekleridir. İyi bir ağız bakımı ve düzenli diş hekimi kontrolü protezlerin ağızda sağlıklı bir şekilde kalma süresini uzatacaktır.

Diş taşları, diş yüzeyinde biriken gıda ve bakteri plağının sertleşmiş halidir ve diş yüzeyine anahtar-kilit gibi tutunurlar. Diş yüzeyindeki bu birikim özel aletler yardımıyla dişten uzaklaştırılır ve dişe hiçbir zarar verilmez.

Modern diş hekimliğinde diş tedavileri oldukça gelişmiştir. Ağrının sebebi saptandıktan sonra dolgu, kanal tedavisi...vb. tedavi seçenekleri mevcuttur. Ancak dişte aşırı bir harabiyet varsa ve tedavi ile ağızda sağlıklı olarak fonksiyon görmesi mümkün değil ise çekimine karar verilir. Çekilen dişin yerine konması için de implant ve köprü tedavi seçeneklerinin başında gelmektedir.

Ön dişlerdeki çapraşıklık, renklenme, pozisyon bozukluğu durumlarının şiddetine göre estetik tedavinin uygulama yöntemi ve materyali farklılık gösterir. Ancak diş boşluklarının kapatılması, renk farklılıklarının ve minimal düzeydeki pozisyon bozukluklarının düzeltilmesinde diş yüzeyinde çok az ya da hiçbir aşındırma yapmadan estetik bir tedavi yapılması mümkündür. Bu işlemde porselen laminalar ya da kompozit laminalar (bonding) kullanılır.